- yanına götürmek
ещэлIэн, рещалIэ
Турецко-адыгский словарь. - Майкоп, Адыгейское книжное издательство.. ТIэшъу Ясин (Mehmet Yasin Celikkıran). 1991.
Турецко-адыгский словарь. - Майкоп, Адыгейское книжное издательство.. ТIэшъу Ясин (Mehmet Yasin Celikkıran). 1991.
yanına almak — 1) yanında çalıştırmak Ben seni yanıma alayım ama çok para veremem. Ö. Seyfettin 2) geçimini sağlamak için yanında bulundurmak Annesini yanına almış. 3) beraberinde götürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yavutmak — takrib etmek, yavuk eylemek, yanına götürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşırmak — i, den 1) Yüksek veya geçilmesi güç bir yerin üstünden diğer yanına geçirmek 2) i, argo Çalmak, çalıp götürmek, araklamak Borcunu ödeyemeyecek fakat bavulunu oradan nasıl aşırabilecekti? H. R. Gürpınar 3) i, e Tehlike içinde bulunan bir şeyi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
takmak — i, ar 1) Bir şeyi başka bir yere uygun bir biçimde tutturmak, iliştirmek, geçirmek Gözlüğünü takıp masaya eğildi. R. H. Karay 2) e, nsz Düğün vb. törenlerde takı armağan etmek Geline pırlanta yüzük takmışlar. 3) i, e Ad, lakap koymak Ona bu adı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
silip süpürmek — 1) evi, ortalığı temizlemek 2) ne var ne yoksa hepsini yemek Büyükdere den yanına bir sepet kiraz aldığı vakit, sandalda bütün kirazı silip süpürür. S. Birsel 3) ne var ne yok hepsini alıp götürmek veya yok etmek Bu, nereden ve kimden geldiği… … Çağatay Osmanlı Sözlük